Aile Fikri Üzerine

        Saçlarını ördüm küçük kızların, elime iğneler batırdım, bendim dudakları kırmızıya boyanan kapı önlerinde

Dada sculpture 1_2_JPG

Aile. Her şeyin yaratıcısı, düzeni sağlamada en kutsal görevi üstlenmiş olan. Kendi toplumuna hep en normal olanı fışkırtmaya çalışan, genel çoğunluk karşıtı olsa dahi (genel toplumdan farklı/azınlık bir bakıma, dünya bakışına sahip çoluklu çocuklu aileleri kastediyorum). Aile konusu kesinlikle göz ardı edilen en tehlikeli konulardan biri. Buna Ahmet Yıldız cinayeti örneğini vermek istiyorum. Ahmet’in eşcinsel oluşundan ötürü katledilişi ardından şu tarz sahiplenmeler, sloganlar atıldı ortalığa ve yıllardır da sürmekte.ahmet

‘’Ahmet is my family’’

‘’Kardeşimsin Ahmet’’

Ahmet Yıldız’ı öldüren, o yaşına kadar onu katleden, psikolojik şiddet uygulayan doğrudan ya da dolaylı, kişiler kimlerdi? Ahmet’in ailesi, annesi, babası, kardeşi, kuzenleri, komşuları, herkes. Bu katliamın ve onlarcasının sebebi ‘’Family’’ ‘’Kardeş’’ denilen kavramların ardındaki yapıyken sizin Ahmet’i ‘’kucaklamak’’ için böyle sloganlar türetmeniz tam anlamıyla bir saçmalıktır.

Ahmet kardeşim falan değilsin sen benim. Seni bir aile katlettiyse sen benim ailem de değilsin, sen bensin. Ailenin, toplumun, devletin, erkekliğin her fırsatta görmezden geldiği ve saldırdığı ben.

-Burada kardeşin, familynin ve benin nasıl kullanıldıkları çok önemli çünkü düz bir şekilde ben buna hayır Ahmet sen ben de değilsin diyebilirim ve türevleri, alternatifler üretilebilir ama ortak noktalar üzerinden ‘’ben’’ kavramını sınırlandırdığımızda, zaten kardeş’ten ve family’den ne kadar uzak olduğu açık, kardeş ve familynin yüceltilişi ve insanları bu yollarla ‘’sahiplenme’’ler acısı çekilen, acısını çektiğimiz birçok şeyin sürdürülmesine neden olur. Genel ahlak anlayışına ve heteroseksizme baktığımızda zaten bu yapıların temellerinin aile içerisinde ve eğitim-öğretimin ilk yıllarında atıldığını görmek çok da zor olmasa gerek.

-Heteroseksist olmayan ‘’rahat’’ ‘’özgürlükçü’’ ve türevi aile fikirleri ortaya atılabilir. Bu noktada savaşılan konu aslında aile değil ona süreç içerisinde yüklenen anlamdır ve aile/toplum içi değerlerdir denebilir, densin.14

Katılmıyorum, çünkü rahatlık ve özgürlük fikri, dünya içerisinde oluşturulmuş bir fikirken dünya dışından gelmiş yeni doğurulmuş bir kişiyi hiçbir şekilde kapsayamayacaktır üstelik aile fikri en basit haliyle bir birlikteliktir ve küçük bir topluluktur, birilerinin birileri üzerinde bir süreliğine dahi olsa hakkının olduğu bir yapıdır, doğan kişi açısından baktığımızda, isim konusu, kişi kendi kararı olmayan bir isimle çağrılır uzun bir süre. Onun dışında aile bireylerinin o doğan kişi üzerinde kılık kıyafet konusunda seçimlerinin olması (ki kılık kıyafetler toplumsal cinsiyet rollerine göre belirlenir), belirli dinler açısından sünnet ve sünnetsizlik konusu, penisle dünyaya gelmiş kişiler için ki vajinalı insanlar için de sünnet söz konusu ve diğerleri için de. Ya da bağlantılı bir şekilde doğan kişinin bir dinin mensubu olarak doğması, öyle hayatına devam etmesi. Evet, bu bahsettiğim şeyler de değişken ve dönüştürülebilecek haller, bu konudaki asıl sıkıntı o kişinin dünyaya gelmiş olmayı isteyip istemeyeceğidir. Siz bir insanın izni olmadan onu bu dünyaya atıyorsunuz. Doğru, bunu bilemezsiniz hiçbir şekilde, ya da bu noktadan baktığımda bilinmeyeceğini düşünüyorum ama dünyaya gelmiş olmayı istemeyecek insanlar var ve bunun sebebi her türlü aile biçimleridir, -herhangi bir aileye sahip olmadan da kişi dünyaya getirme fikrini göz ardı etmiyorum burada, sadece aileyi temel alarak yazıyorum, sadece aileye odaklanıyorum çoluklu çocuklu ailelere-.

Diğer bir açıdan baktığımızda zaten devlet onaylı tanrı/allah/.., hangisini kullanıyorsanız, onaylı ailelerin saçmalığından söz etme gereği bile duymuyorum diyebilirim. Bunlar da bahsettiğim dinlerin, tanrısal güçlerin, devletlerin, gücün, baskının sürekliliğinin sağlanabilmesi için ortaya insanlar(itaatkarlar, sürdürücüler) fışkırtma çalışmalarıdır. Ki, zaten ‘’çocuk sahip olma’’ fikrine baktığımızda bunu yaşadığım ülke ya da bölge için söyleyebilirim tam anlamıyla insanlar onlara sahip olurlar, ve kendi arzularını tatmin etmek amacıyla bunu yaparlar. Kişiler –bebekler- onlar için birer araçtır, tıpkı evlendikleri insanın da araç oluşu gibi.

Bunlara ek olarak non-heteroseksüel aile biçimlerini de söylediğim her şeye uyarlayabilirsiniz, imzalar, törenler, dünyaya fırlatılacak yeni kişiler, onların ‘’sistem’’i sürdürüşü ya da yeni bir sistem/baskı oluşturuşu, …

Yazının sonunda bunu söylemem gerekiyor, şu bahsettiğim haller umrumda değil, bana olduğum noktada pek fazla dokunmayacak, her ne kadar doğurulmuş olsam da, haller. Çünkü bir bakıma daha çok karışıyor her şey. O yüzden kim ne yaparsa yapsın, kim nasıl mutluysa öyle olsun, aileyi engelleme gibi bir isteğim yok, bunun aktivizmini de yapmıyorum, bir safı tutmuyorum, en basit haliyle sizinle savaşmıyorum, sadece görüyorum, geliyor ve yazıyorum.

Murat Korkmaz

Antep’li Translar HDP Dedi!

HDP Antep eşbaşkanı ve milletvekili adaylarından Antep’te yaşayan trans kadınları ziyaret etti.

1 Haziran Pazartesi günü Halkların Demokratik Partisi eşbaşkanı Dilan Çetinkaya ve milletvekili adayları Gülseren KOCAER ile Tuğçe ÖZSOY Antep’te yaşayan trans kadınları ziyaret ederek Antep’te trans kadınların yaşadıkları sorunları konuştular. 15 trans kadınla birlikte bir evde gerçekleştirdikleri buluşmada translar yaşadıkları sorunları anlatırken HDP’den beklentilerini de dile getirdiler.

Antep’te yaşayan trans kadınlar genel olarak sorunlarını şöyle dile getirdi: “Trans olduğumuz için barınacak ev dahi bulamıyoruz. Sokaklarda zaten çalışamıyorken evde çalışmak istediğimizde evlerde de çalıştırılmıyor ve hemen tuttuğumuz evlerden yasal olmayan şekillerde atılıyoruz. Gündüzleri sokağa dahi çıkamıyoruz. Öğle saatleri içinde gidebildiğimiz tek yer piknik yapılan ormanlar oluyor. Onların da belli başlı köşelerine gidebiliyoruz. Eğlenebileceğimiz mekanlara dünyanın parasını döküyoruz ve oralara bile giremediğimiz zamanlar oluyor. Seks işçiliği dışında başka hiç bir iş imkanımız yok. Yani kısacası toplumdan soyutlanıyor ve tecrit ediliyoruz.”

HDP’nin Büyük İnsanlık Bildirgesi açıklanınca duyduğu heyecanı ise Tansel şöyle dile getiriyor: “HDP seçim bildirgesi yayınlanırken bütün kızları tek tek aradım. İzleyin mutlaka dedim. Böyle tarihi anlar kaç defa yayınlanıyor ki. Biz’ler gökkuşağıyız kısmı okunurken ki heyecanımız görmeye değerdi. Daha önce bizim için zor olduğu için oy vermeye gitmiyorduk. Ancak bu defa gideceğiz ve oylarımızı HDP’ye vereceğiz. Antep’te yaşayan bütün kızlara söyledim. Bu defa ilk defa oy kullanacağız ve oylarımız gökkuşağına…”Adsız

Eylül ise HDP’yi şöyle değerlendirdi: “Artık insanların HDP’ye karşı ön yargıları yıkılıyor. HDP’nin sadece bir Kürt partisi olmadığını bütün ezilenlerin partisi olduğunu görüyoruz ve oylarımızı HDP’ye veriyoruz.”

Daha önce trans öz örgütlenmesi olan Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nde de yer alan Sinem ise genel olarak taleplerini şöyle özetledi: “Devlet yıllarca özsavunmamızı travesti terörü olarak tanımladı, medya da buna ayna tuttu.Tıpkı Kürt halkına yapıldığı gibi… HDP, LGBT meselesini en samimi şekilde ele alan parti ve özellikle translara yapılan ayrımcılığa karşı verecekleri mücadele sözü bizim için oldukça önemli. Ancak bu yeterli de değil. Türkiye’de yaşayan transların neredeyse tamamı için zaruri meslek haline gelmiş olan seks işçiliğini yapan biz seks işçisi translar için de talepleri olmalı. Çünkü yaşamak için ihtiyacımız olan çalışma hakkımız engelleniyor. Yani aslında en temel hakkımız olan yaşama hakkımız engelleniyor.”

HDP eşbaşkanı Dilan Çetinkaya ise bu talepler karşısında şunları söyledi: ” HDP bütün ezilenlerin partisi ve bizler elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ancak bunu tek başımıza ve sizin adınıza yapamayız. Antep’te yaşayan LGBT’lerin başta translar olmak üzere örgütlenmesi ve örgütlü bir biçimde talepleri için mücadele etmesi gerekmekte. Bu açık. Bizler de dayanışma ve bu haklı mücadele için elimizden geleni yapmaya hazırız.”

Görüşmeye katılan milletvekili adayları da eğer meclise girebilirlerse mecliste giremezler ise de bulundukları alanlarda trans kadınların hak arama mücadelelerinin bizzat içinde yer alacakları sözünü verdiler. Adaylar Gülseren Kocaer ve Tuğçe Özsoy daha önce ZeugMadi aktivistleri aracılığı ile LGBTİ Hakları sözleşmesini imzalayarak ‪#MeclisteLGBTİ‬ haklarını savunacağı sözünü vermişlerdi.

Görüşmeyi ve iletişimi sağlayan ZeugMadi LGBT aktivistleri ise transların LGBT mücadelesi içinde çok önemli ve özel bir yeri olduğunu belirtirken ZeugMadi’nin HDP’ye destek açıklamasında da diğer tüm eylem ve etkinliklerinde de trans görünürlüğünün ne kadar olumlu bir etki yarattığına değindiler.

“Amirim, LGBT’ler barış eylemi yapıyor ne yapalım?”

*kaosgl.org’tan Yıldız Tar’ın aktivistimiz Cemre ile yaptığı röportaj:

Zeugmadi LGBTİ’nin birinci yılını Cemre ile konuştuk: “Varoş denen mahallelerde örgütleniyoruz. Zeugmadi’yle birlikte özgürleştiğimi hissediyorum. LGBTİ’ler neredeyse biz de orada olmalıyız. Sadece LGBTİ meselesi de değil; Suriyelilere dönük nefret de bizim meselemiz.” asdf
Kaos GL’nin “Homofobiye Karşı Yerel Ayaklar” diyerek, Türkiye’nin birçok şehrinden etkinlikler düzenlemeye başlamasının üzerinden çokça zaman geçti. Birkaç şehir ile başlayan etkinlikler Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. “Gettoları değil kentin tamamını istiyoruz” sloganı her bir şehrin her köşesinde gerçeklik kazanmaya başladı.
Özellikle son yıllarda birçok şehirde LGBTİ örgütlerinin kurulmasıyla birlikte heteroseksizme karşı mücadele Beyoğlu’ndan ibaretmiş algısı yerle bir oldu. Bu örgütlerden biri de yaklaşık bir yıl önce Antep’te Zeugmadi adıyla başladı. Antep’in simgesi, cinsiyeti belli belirsiz “Çingene Kız” sembolünü logolarında kullanan Zeugmadi LGBTİ, bir yıl boyunda “Antep’teyiz rafiğim” dedi.
Antep’in sokaklarını gökkuşağının renklerine boyayan Zeugmadi LGBTİ, birinci yılı dolayısıyla bir dizi etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu etkinliklerin finali ise, Antep’te LGBTİ örgütlerinin sokağa çıkışlarının yıl dönümünde, 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine katılmak oldu.
LGBTİ’ler, “Eşcinseller susmayacak” sloganlarıyla yürürken bir yandan polis telsizleri hiç susmuyordu. Haberi takip eden gazetecilerin biraz ötesinde duran sivil polis telsizlerinden, “Amirim bu LGBT’liler barış eylemi yapıyor. Napalım?” sözleri kulaklarımıza çalındı. Eylemi örgütleyen sadece Zeugmadi LGBTİ değildi. Ancak, mitingin en coşkulu ve kalabalık gruplarından biriydi LGBTİ’ler. “Özgürlüğe yürüyoruz” diyorlardı.
Eylemin ardından ise İlk Yaz Şikayetçileri’nin çağrısıyla Yeşilsu merdivenleri gökkuşağına boyandı. Bir noktada civardaki esnaf da boyama işlemine katıldı. Bir yıllık örgütlü mücadele, özgürlük yürüyüşünü bir adım öteye taşıdı.cemreantep
“LGBTİ’ler neredeyse biz de orada olmalıyız”
Eylemin coşkusuyla Zeugmadi’nin bir yılını Cemre ile konuştuk. Kuruluşundan beri Zeugmadi’de olan Cemre, aylardır yıldönümü etkinlikleri için Antep’in bütün “kenar mahallelerini” gezdiklerini söyledi:
“Biz daha çok burjuva kesimle değil; varoş olarak adlandırılan yerlerde yaşayan LGBTİ’lerle birlikte yürüyoruz. Onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Antep’in ‘varoş mahalleleri’ denen mahallelere giriyoruz. Oralarda örgütleniyoruz. Afişlerimizi sadece şehir merkezlerine değil; kent yoksullarının yaşadığı mahallelere de asıyoruz. LGBTİ’ler her yerdeyse; bizim de her yerde olmamız gerek.”
Özverili bir hazırlık süreci Cemre’yi ve diğer aktivistleri yormuş. Ancak gözlerdeki coşku hiç azalmamış. Kuruluş süreçlerini hatırlattığımda Cemre’nin gözlerinin içi gülüyor:
“İlk olarak 1 Eylül’de sokağa çıktı. Çok ses getirdik. Antep’te ilk defa sloganlar atarak sokağa çıktığımızda büyük ilgi gördük. İlk kurduğumuzda çok heyecanlanmıştım. Hala da öyleyim. Cinsel sağlık eğitimi gibi birçok eğitim aldık. Değiştiğimi, kendime güvenimin arttığını hissediyorum.”
“Zeugmadi’yle birlikte özgürleştik”
Örgütlü mücadelenin birçok yerde LGBTİ’lerin hayatlarını kolaylaştırdığını konuşuyoruz. Antep’te bir yılda çok şey değişmiş. Cemre Zeugmadi ile birlikte Antep’te yaşayan LGBTİ’lerin hayatlarının biraz daha kolaylaştığını belirtiyor:
“Antep kurtarılmış bölge değil. Hiçbir yer değil bence. Sokakta rahat gezemediğimiz oluyor. İlk olarak bu meseleye dair bir şeyler yapmamız gerekiyor bence. Arkadaşlarımız sözlü ve fiziksel tacizlere uğrayabiliyor. Ama yine de Zeugmadi ile birlikte bir şeyler değişti. Bayraklarımızla sokağa çıktığımızda artık ilk zamanki tepkileri almıyoruz. Esnaf olsun, Antep halkı olsun bize alışmaya başladı.
“Kendimizi daha rahat hissetmeye başladık. Farkında olmadan özgürleştik. Farkında olmadan bilgilendik. Sadece eğlence için gelen arkadaşlarımız dahi birçok şey öğrendi. Bir süre sonra toplantı ve etkinliklerimiz vazgeçilmez oldu.”
zeugmadi1eylul2014_8
“Suriyelilere nefret bizim de meselemiz”
Son olarak Antep’te son günlerde Suriyelilere dönük ırkçı saldırıların artışından konuşuyoruz. Cemre, Zeugmadi LGBTİ’nin anti-kapitalist ve anti-faşist bir örgüt olduğunu söylüyor. Irkçılığa karşı birçok eyleme katıldıklarını ve olabildiğince her meseleyi kendi meseleleri olarak gördüklerini vurguluyor: “Suriyelilere karşı nefretle mücadele bizim de temel meselemiz.”
Suriyelilerin “homofobik, cinsiyetçi barbarlar” olduğu mitini de eleştiren Cemre sözlerine şöyle devam ediyor:
“Suriyeliler de aynı bizim gibi homofobi meselesinde. Genelleyemezsiniz. ‘Suriyeliler homofobiktir’ demek çok absürd. Hatta onların kültüründe mesela iki erkeğin el ele tutuşması normal bir şey. Bizden daha az homofobik olduğu yerler bile var. Erkekler istediği gibi dar pantolonlar giyip geziyorlar.
“Suriyelileri tanıyınca hepsinin homofobik olduğunu söylemenin ne kadar saçma olduğunu görüyorsunuz. Zeugmadi LGBTİ’ye gidip gelen Suriyeli arkadaşlarımız da var bizim. Herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Birlikte mücadele ediyoruz.”

Zeugmadi Barış Günü’nde sokakta: Özgürlüğe yürüyoruz!

Zeugmadi LGBTİ sokağa çıkışının birinci yılı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Antep sokaklarındaydı: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz!

zeugmadi1eylul2014_7

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde birçok şehirde Ortadoğu’da yaşanan savaş, Ezidi katliamı, Rojava’ya dönük IŞİD saldırıları ve Gazze katliamı kınandı. LGBTİ örgütlerinin de katılım gösterdiği eylemlerde, savaşa karşı dayanışma sesi yükseltildi.
Antep’te yapılan 1 Eylül eylemine Zeugmadi LGBTİ de, “Hiçbir önyargı yıkılamayacak kadar güçlü değildir” pankartı ve “Tanınma yoksa barış da yok”, “Eşcinseller geliyor, özgürlüğe yürüyor”, “LGBT mahpuslara tecride son” dövizleriyle katıldı. Zeugmadi LGBTİ ilk olarak sokağa geçen yıl yapılan 1 Eylül eyleminde çıkmıştı.

zeugmadi1eylul2014_8

Zeugmadi alkışlarla karşılandı
Zeugmadi LGBTİ yürüyüş başlangıç noktası olan Balıklı’ya toplu halde giriş yaptı. Alanda bekleyen diğer grupların alkış ve zılgıtlarıyla karşılanan Zeugmadi, “Aşk, aşk hürriyet; uzak olsun nefret” sloganlarıyla alana girdi.
“Dünya barış gününde Ortadoğu ve ülkemizde savaş değil, demokratik çözüm istiyoruz” ana pankartı arkasında Balıklı’dan Yeşilsu Parkı’na yürüyen yüzlerce kişi sık sık, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Susma haykır, halklar kardeştir”, “Susma haykır eşcinseller vardır”, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP”, “Ellerinde lolipoplar, geliyor lubunyalar; kalkın ayağa kalkın marjinal bu çocuklar” ve “Şengal IŞİD’e mezar olacak” sloganları attı.
Eyleme Zeugmadi LGBTİ’nin yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bileşenleri, Galatasaray taraftar grubu Tekyumruk ve çeşitli demokratik kitle örgütleri katıldı.

zeugmadi1eylul2014_9

Şengal, Irak, Suriye, Filistin…
Slogan ve zılgıtlarla Yeşilsu Parkı’na ulaşan kitle burada basın açıklaması okudu. Şengal ile dayanışma çadırının da kurulduğu parkta, savaşa karşı barış sesleri yükseldi, IŞİD katliamları kınandı.
Irak, Suriye ve Filistin’de yaşayan insanların uzun süredir yoğun saldırılarla karşı karşıya olduğunun vurgulandığı açıklamada şunlar kaydedildi:
“Şengal’den Gazze’ye, Ninova’dan Rojava’ya kadar katliamlar ve saldırılar karşısında demokrasi ve barış güçleri el ele vermeli ve insanlık dramının yaşanmasına son vermek için ortak mücadele etmelidir.

zeugmadi1eylul2014_13

“Şengal, Rojava, Ninova ve Gazze halkları yalnız değildir. Katliam ve saldırılar karşısında onların yanındayız ve onlarla dayanışma içindeyiz.”
 IMG_20140902_071403
Merdivenler gökkuşağına boyandı
Basın açıklamasının ardından İlk Yaz Şikayetçileri’nin çağrısıyla Yeşilsu merdivenleri gökkuşağı renklerine boyandı. Merdiven boyama eylemi sırasında sık sık homofobi, transfobi, faşizm ve savaş zılgıt ve alkışlarla protesto edildi.IMG_20140902_072635 IMG_20140902_072842*kaosgl.org’tan alınmıştır

Zeugmadi ilk yılında: Mücadeleye devam!

Zeugmadi LGBTİ kuruluşunun ilk yılında Kaos GL’den Ali Erol ve Yıldız Tar’ın katılımıyla panel ve film gösterimi düzenledi.

zeugmadikaospanel1

Antep’teki LGBTİ’lerin heteroseksizme, kapitalizme, faşizme, ırkçılığa ve ekolojik yıkıma karşı kurduğu Zeugmadi LGBTİ birinci yılını kutluyor. LGBTİ’lerin özgürlük ve eşitlik mücadelesini Antep’te yaptığı etkinliklerle yükselten Zeugmadi LGBTİ, ilk yılında Kaos GL Derneği’nden katılımcılarla çeşitli etkinlikler düzenliyor.
“Burdayım rafığım!”
Zeugmadi’nin sokağa çıkışının birinci yılında “Burdayım rafığım” başlığıyla düzenlenen panele Kaos GL Derneği’nden Ali Erol ve Yıldız Tar katıldı. Antep Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) binasında dün (31 Ağustos) düzenlenen panelde Ali Erol, LGBTİ’lerin eşitlik mücadelesinden bahsederken; Yıldız Tar ise sol, sosyalist muhalefet ve LGBTİ hareketi üzerine konuştu.
Ali Erol: Tanınma yoksa barış da yok!
Ali Erol, Kaos GL’nin kuruluş sürecinden bugüne topyekun özgürleşme ve eşitlik için mücadele verdiğini belirterek, “Kurtuluş yok, tek başına sloganı bizler için sadece bir slogan değil. Bu hayatın hakikati ve bir realite. Toplumsal mücadele bir bütün olarak düşünülmeli. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle toplumsal mücadele ile gelen bir barışa olan ihtiyacımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Toplumsal barış ezilen, ötekileştirilen, sömürülen her kesimin her kimliğin özgürleşmesi ve eşitlik ile mümkündür” dedi.
LGBTİ’lerin tanınma ve görünürlük mücadelesinin tarihsel arka planını aktaran Erol, “Tanınma yoksa barış da yok” dedi.
Yıldız Tar: Egemen de ezilen de heteroseksizmde uzlaşıyor
Ardından söz alan Yıldız Tar ise, LGBTİ’lerin savaş ortamında kültür savaşlarının bir nesnesi haline getirildiğini söyledi. Savaşan tarafların birbirlerini “itibarsızlaştırmak” için hem LGBTİ kimliklerini hem de homofobiyi araçsallaştırdığını sözlerine ekleyen Tar, “LGBTİ mücadelesi yıllar boyunca hem egemen rejim tarafından hem de rejim karşıtı, sistem karşıtı hareketler tarafından görmezden gelindi. Egemen ile ezilen söz konusu LGBTİ’lere dönük nefret olunca ortaklaştı” dedi.
Herkesin kendi “evinden” mücadeleye başlaması gerektiğini ifade eden Tar sözlerine şöyle devam etti: “Heteroseksizm her hücrede kendisini yeniden ve yeniden üreten bir ezme ve yok etme mekanizması. Kendi evlerimizi, örgütlerimizi mücadele alanına dönüştürmedikten sonra hakiki bir yüzleşme mümkün değil. Yine vurgulamak gerek ki, heteroseksizm başlı başına mücadele edilmesi gereken bir durumdur. Ne sadece kapitalizme, ne ırkçılığa ne de erkek egemenliğine bağlıdır. Bunlar birbiriyle ilişkilidir ancak heteroseksizme karşı aktif bir mücadele yürütülmedikçe; homofobi ve transfobi aşılamaz. Mesele bütün bu mücadeleleri birlikte yürütebilmek…”
Söyleşinin ardından Kırkayak Sanat Merkezi’nde “Lawrence Anyways” filmi gösterildi.
*kaosgl.org’tan alınmıştır

ZeugMadi’nin 1. yılında Nerdesin Rafiğım?

ZeugMadi LGBT Temmuz 2013’ten bu yana Antep’te faaliyet yürütüyor. Homofobi ve transfobiye karşı kurulan ZeugMadi, aynı zamanda  antimilitarist, antifaşist, antikapitalist ve ekolojist bir örgüt.
İşte bu politik tavrı gereği geçtiğimiz bir yılda birçok eylemde yer alan ZeugMadi aynı zamanda kendi eylemlerini de örgütledi. ZeugMadi sokağa ilk kez 1 Eylül Dünya Barış Gününde çıktı. Yine ZeugMadi oluşumu sene içinde birçok film gösterimi, atölyeler, eğitimler ve diğer bazı sosyal aktiviteler organize etti.

1 Eylül

1 Eylül 2013 -ZeugMadi

Önümüzdeki yeni sezona yine Barış günü vesilesiyle başlayacak olan ZeugMadi, sokağa çıkışının 1.yılında,  31 Ağustos – 1 Eylül tarihlerinde iki günlük bir programı homofobi ve transfobi karşıtları için hazırladı.

Yapılacak olan etkinlik Kaos GL’nin projesi ile finanse ediliyor. Program ise şöyle:

31 Ağustos, Saat: 13.00
SÖYLEŞİ

”LGBTİ’lerin eşitlik mücadelesi: Tanınma Yoksa, Barış da Yok!” – Ali Erol 
”Birlikte ama yalnız mıyız? : Sol ve LGBTİ” – Yıldız Tar
Yer: SYKP İl Örgütü Binası
——————————————–

31 Ağustos, Saat: 18.00
FİLM GÖSTERİMİ

”Laurence Anyways”
Yer: Kırkayak Sanat Merkezi
——————————————–

1 Eylül, Saat: 11.00
KAHVALTI*
*Bu etkinlik davetiye iledir. Katılım sınırlıdır.

Yer: Karanfil Kafe
———————————————

1 EYLÜL BARIŞ GÜNÜ YÜRÜYÜŞÜ*
*Yürüyüş saati henüz netleşmedi.
———————————————

1 Eylül, Saat: 18:00
MERDİVENLERİ GÖKKUŞAĞINA BOYAMA*

* Bu etkinliğe katılım ”İlk Yaz Şikayetçileri Edebiyat Grubu”nun çağrısıyla gerçekleştiriliyor.

 Yer: Çınarlı, Yeşilsu
——————————————–

Etkinliğe facebook üzerinden de dahil olabilirsiniz. 

z

Etkinlik Afişi

1 Mayıs’ta Alanlardayız Aşkım!

İş, Aşk ve Özgürlük için 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yürüyoruz!

1 Mayıs günü saat 10.30’da Yeşilsu Parkı’nda LGBTler ve homofobi/transfobi karşıtları buluşuyor ve 1 Mayıs alanına yürüyoruz!

kendi özgürlüğümüz için kendi taleplerimizle Gökkuşağının altında 1 Mayıs alanına yürüyoruz

-Cinsel yönelim ve Cinsiyet kimliğimizden dolayı iş yerlerimizde ve okullarımızda ayrımcılığa uğramak istemiyoruz!

-Özgürce giyinmek istiyoruz!

-Cinayetlere ve nefret söylemlerine dur diyoruz!

-Bütün önyargılar yıkılsın istiyoruz! 

Etkinliğe katılmak için tıklayın!Resim

İsa Şahmarlı Antep’te Anıldı

Bugün Antep’te ZeugMadi LGBT’nin çağrısıyla Azerbaycan’da intihar eden Azad LGBT aktivisti İsa Şahmarlı için toplanıldı. Yaklaşık 50 kişinin katılımıyla gerçekleşen eyleme kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler de destek verdi.

İsa için mumlar yakıldı. Azerbaycan’da eşcinselleri simgelemek için kullanılan “mavi” sözüne ithafen yakalara mavi kurdeleler takıldı.

1654890_10202003275337661_1237621673_n

rrr

“Susma haykır eşcinseller vardır!”, “Susmayacaklar susmayacak eşcinseller susmayacak!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Sessiz kalma, suça ortak olma!”, “Eşcinseller var, aranızdalar; ya hep beraber ya hiç birimiz!” ve “Dünya yerinden oynar, ibneler özgür olsa!” sloganları atıldı.Küçük bir çocuk ise İsa için kendi elleriyle bir gökkuşağı resmi çizmişti.

isaçç

Basına ve Kamuoyuna,

Azerbaycan’da toplum baskısına dayanamayarak intihar eden Azad LGBT aktivisti İsa Şahmarlı için buradayız. Toplumun “ahlak”ı nedeniyle her geçen gün birileri aramızdan ayrılıyor. Arkadaşlarımız ya aileleri ya mahallelerin çok “ahlaklı” ağabeyleri tarafından linç edilerek aramızdan ayrılıyor ya da baskı ve tecrit ile intihara sürükleniyor.

Ana akım medya ise mağdur olan arkadaşlarımızı suçlu ya da haksız göstermek için elinden geldiğince iğrenç ve ayrımcı bir dil kullanarak ölümleri meşrulaştırıyor.

Gitmiyoruz, buradayız, alışın!

Dün Ahmet Yıldız, Roşin Çiçek, Azra ve ismini tek tek sayamayacağımız onlarca arkadaşımız bu nedenle katledildi. Sırf olduğumuz şey için öldürülüyoruz! Bunun adı faşizmdir! Bu tek tipçiliktir. Bizler sizin bu eril heteroseksizminize karşı gökkuşağının renkleriyle direniyoruz. Dünyayı gökkuşağına boyayacağız!

Okullarımızda, iş yerlerimizde, sokaklarda, mahallelerde direnmeye devam edeceğiz! Gizlenmiyoruz, dolaplarımızdan çıkıp, örgütleniyoruz!

Ancak görüyoruz ki direnen arkadaşlarımızı, bu kirli düzenlerini bozacağımızdan korktukları için daha da gözlerine kestiriyorlar. Görünür olan herkes toplumda tecrite ya da linç girişimine uğruyor. İsa da tecrite uğrayan arkadaşlarımızdan birisiydi. Ve onun da dediği gibi ölümünden herkes sorumlu. Sadece Azerbaycan’da LGBTlerin eşit ve özgür yaşam haklarını tanımayanlar değil tüm dünyada homofobiye ve transfobiye ses çıkarmayan herkes bu cinayetten sorumludur. Evet bu bir intihar değil, bir cinayettir! Çünkü arkadaşımızı intihara toplum sürüklemiştir. İsa gibi aramızdan ayrılan herkesi tekrar sevgiyle anıyoruz. Sizlerle birebir tanışmasak da aslında ortak yaşanmışlıklarımız nedeniyle tanışıyoruz.

isa1

İsa’nın son sözleri “Bu dünya benim renklerimi taşıyacak kadar renkli değil.. Elveda.” oldu. Evet renklerimizi kaldıracak kadar yüreğiniz yok, kalbiniz kapkara! Ama sizi böyle kabul etmiyoruz değişeceksiniz. Çünkü bizleri öldürmekle bitiremezsiniz. Tarihin her çağında vardık. Doğanın her yerinde varız ve dünyanın her şehrinde her ülkesinde de varız!

Azerbaycan’da İsa’nın ölümüne sevinenler de oldu üzülenler de.

Sevinenler sevinmesin. Çünkü İsa’nın ölümüyle hiç bir şey bitmedi. Mezarına gelenlere taş atanlar zafer elde ettiklerini zannetmesinler. Çünkü onlar da gördü ki artık İsa tüm dünyada milyonlarca insan oldu. Hatta bu kadar çok İsa olmasından ve bu kadar çok adının anılmasından rahatsız olanlar, Facebook’ta açtığımız etkinlik sayfasına bile saldırdılar. Ölmüş birisinin arkasından “Müslümanlık” adına küfürler ettiler. Oysa bizim bildiğimiz Müslümanlıkta ölünün arkasından konuşulmaz. Ama artık insanlığını yitirenler bilsin ki din adına, ırk adına bizi linç ederek yok edemeyeceksiniz. Tüm bu tutum karşısında artık yeter diyoruz! Ölmek istemiyoruz! Lezbiyen, gey, biseksüel ve translar olarak toplumun bu tutumu karşısında direniyoruz.

Üzülenler üzülmesin. İsa aramızdan ayrıldı ancak mücadelemizin bir parçası olarak yaşamaya devam edecek! Azerbaycan’daki kardeşlerimiz, unutmayın yalnız değilsiniz! Mücadelemiz Kafkasya’da, Ortadoğu’da ve tüm dünyada devam edecek. Tıpkı Gezi günlerinde haykırdığımız gibi “Bu daha başlangıç Mücadeleye devam.”

ZeugMadi LGBT oluşumu, Antep

Destek veren kurumlar: Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) , Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi(SYKP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP), Halkların Demokratik Kongresi(HDK) , Halkların Demokratik Partisi(HDP), Eğitim-Sen, İnsan Hakları Derneği, Emek Gençliği, Malatya Homofobi ve Transfobi Karşıtı Platform, Dersim LGBT.

ZeugMadi’den Dayanışma Gecesi ve Cinsel Sağlık Eğitimi

Antep’in LGBT oluşumu ZeugMadi, Cuma günü bir dayanışma gecesi, haftasonu da üreme sağlığı ve cinsel sağlık eğitimi düzenledi.

Yeşilev’de gerçekleşen dayanışma gecesine LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) olmayanlar da katılarak oluşumun bütçesine katkıda bulundu. Geceye katılanlar danslar ve yerel oyun havalarıyla eğlendi.
“Üreme Sağlığı ve Cinsel Sağlık” eğitimi ise ZeugMadi LGBT, Toplum Gönüllüleri (TOG) ve Y-Peer’dan eğitimcilerin katılımıyla Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Gaziantep Şubesi’nde yapıldı. Ön test ve cinsel organlar hakkında bilgilendirilmenin yapıldığı eğitimde cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve gebeliği önleyici yöntemler anlatıldı.

Antep ZeugMadi Kasım Etkinlik Takvimini belirledi.

ZeugMadi LGBT oluşumu, Kasım ayı içinde yapılacak olan etkinlikleri ve  geçen hafta katıldıkları Kaos GL Yerel Örgütler buluşmasını iki ayrı gündem olarak Cumartesi günü Karanfil Cafe’de toplanarak konuştu.

Yakaşık 40 kişinin katılımının olduğu toplantıya ZeugMadi üyeleri dışında siyasi partilerin genç üyeleri, HDP eşbaşkanı ve Eğitim Sen’in Kadın öğretmenleri de katıldı.Görsel

Toplantıda ilk oturumda Ankara Kaos GL Yerel Örgütlenmeler toplantısı ve Kaos GL’nin Eğitim Sen ile birlikte yaptığı ‘’LGBT Öğrencilerin Eğitim Hakkı’’ konulu panel konuşuldu. Eğitim’de yer alan sorunların farkına varmak için önümüzdeki zamanlar ZeugMadi  ve Gaziantep Eğitim-Sen ile çalışmalar yapılabileceği konuşuldu.Görsel

Toplantının ikinci oturumunda Kasım ayında yapılacak üç etkinliğin planlaması ve görev paylaşımı yapıldı. ZeugMadi’nin bu ay içerisinde yapacağı etkinlikler şunlar :

-16-17 Kasım :

-Cinsel Sağlık konulu atölyeler. Atölyeye Toplum Gönüllülerinden 3 eğitmen, 1 süpervizör katılacak. Katılımcı sayısının sınırlı olacağı atölye çalışmalarına  en fazla 30 kişi katılabilecek.(Bu atölyelere katılmak isteyenler zeugmadi@yahoo.com adresine katılmak istediklerini beyan edebilirler.)

-30 Kasım-1 Aralık :

 -LİSTAG ve Kaos GL’nin katılımıyla ‘Benim Çocuğum’ belgesel filminin Gaziantep Üniversitesi içerisinde gösterimi(30 Kasım)

-Kaos GL ve ZeugMadi ile yerelde örgütlenme üzerine topantı(30 Kasım)

-Kaos Gl  ve ZeugMadi Antep’te, Eğitim Sen ve diğer Siyasi partilerle birlikte toplantı.(1 Aralık)